Aşağı yukarı 2 sene oluyor ben Malta'ya gideli.Şimdi çok pişmanım o zaman detaylı notlar almadığıma.Hala bazı belli başlı şeyler aklım da tabi ama bu yazıyı olabildiğince ayrıntılı yazmayı isterdim doğrusu.
Ben Malta'ya ingilizcemi geliştirmek için gitmiştim.Yaklaşık 3 ay kaldım.Martta gidip haziranda dönmüştüm.
Mart ayında Malta soğuktu.Hani güneyde bir ada diye ince giysilerle gitmemek gerek eğer hala ilkbaharsa.Özellikle geceleri fena soğuk oluyor.
Benim okulum St. Julians daydı.St. Julians Maltan'ın başkenti olan Valetta'nın kuzeyinde kalıyor.Ama her şehir,ki şehirler bizim mahalleler kadar,birbirine oldukça yakın.Nede olsa baştan başa 80 km bir ada ülkesi orası.Malta 3 adadan oluşan ülkenin en büyük adası.Gozo bir küçüğü ki orada da ikamet ve yapılaşma söz konusu ancak Comino da ikamet yok.Sanırım 1-2 restoran,cafe tarzı işletme ve denize girme imkanı var ama sahil olduğunu sanmıyorum.Sanmıyorum diyorum çünkü Cominoya gitmedim ama Gozo ya gitmek nasip oldu.
Baştan başa 80km ama inanın buradaki kadar trafik problemi var ordada.Nede olsa yollar dar ve tek gidiş geliş var.Diyelim ki bir otobüs yolcu almak için durdu,tüm trafik duruyor.Genellikle cuma ve cımartesi geceleri ekstra bir yoğunluk olur yollarda.Tabi herkes eğlenmeye gidiyor.Otobüs demişken ünlü Malta Otobüslerinden bahsetmeden geçemem.Hele bir 62 numara vardı ki ömrümü yedi:)Otobüsler oldukça eski ve kimsenin değiştirmeye niyeti yok.Küçük bir ada olduğundan ne kadar eski olursa olsun otobüsler iş görüyor.Hani şimdilerde bizim otobüslerde ineceğin zaman basman gereken üzerinde 'stop' yazan kırmızı düğmeler vardır.İşte onlardan tabi ki yok otobüslerde hatta bazılarında otobüsün tavanına tutturulmuş bir urgan var.Otobüsün başından sonuna kadar uzanan bu urgan şöförün üzerindeki ufak çana bağlı.İneceğin zaman urganı çekiyorsun çan çalıyor:)Saatte bir kalkar genelde otobüsler ve akşam 8 den sonra çalışmazlar tabi yaz döneminde bu düzen değişiyordur sanırım ama ben ancak Haziran başına kadar kaldığımdan bu durumu deneyimleyemedim.Sadece 62 diğer otobüslere oranla daha sık kalkıyordu.
Malta'da diğer bir çok ada ülkesinde olduğu gibi turizm çok gelişmiş durumda.Özellikle yaz mevsimi çok civcivli:) geçiyor.Çoğu Maltalı yazın çalışıyor ama kışın yatıyor.Mesela şaşırdığım bir konu birçok Maltalı'nın hem yazlık hem kışlık evlerinin olmasıdır.Yani zaten minnacık ada,kışlığın olsa da yazlık gibi değil midir Allah aşkına?:)Bir gün derste hoca anlatmıştı benim ailemin kıyıya yakın bir yazlığı ve daha içerde bir kış evi var diye.
Genellikle evler 2 katlı,yüksek bina görmek pek mümkün değil.St. Julians'tan Sliema'ya giderken sanırım upuzun bir bina vardı o kadar.Hatta Akbankası'nın Malta şubesi oradaydı bu vesileyle oraya gitmek de nasip olmuştu ancak şunu da söylemeden geçmeyeyim,Akbank'ın oradaki şubesi halka açık değil sadece şirketlerle ilgili işler yapıyorlar diye biliyorum.Evlerin çoğu eski ve tek renk.Renkli olan binalar sanırım zamanında yönetime mualefet yapan ailelerin evleriymiş.Ev sahibin buna benzer bir şey anlatmıştı.Gozo'ya geziye gittiğimizde evlerin kapılarının üzerinde anahtarların bırakıldığını gördük.Unuttukları için bırakmıyorlarmış elbette anahtarları.Maltalı aileler her hafta sonu aile büyüğünün evinde toplanıp yemek yerler.Eski zamanlarda savaştan kaçan yada yardıma muhtaç olan askerler evlerin kapılarını çalarlarmış.Halk da onlar evde olmadıklarında bile eve girip ihtiyaçlarını görebilsinler diye anahtarlarını kapı üstlerinde bırakırlarmış ve bu durum gelenekleşmiş ve o gün bu gündür süre gelmiş.Tabi insan hemen hırsızlık olmuyor mu diye soruyor dimi?Buna biraz böbürlenerek cevap veriyorlar ki orada hırsızlık olayları çok nadir oluyormuş.Sözüm ona bunu da yapanlar adaya sonradan göç eden müslüman Araplarmış,Maltalılar öyle şey yapmazmış.Hoş orada kaldığım 3 ay içerisinde çantamın çalınmış olması ve söz konusu mekanın güvenlik kamerası olmasına rağmen hırsızın bulunamamış olması benim için bu söylemi geçersiz kılıyor.Ayrıca bir diğer Türk arkadaşımızda gasp edilmiş.Neyse artık.
Hımm şunu da söylemeden geçemicem,Arapları pek sevmiyorlar ama inanın bana Türkleri onlar kadar bile sevmiyorlar.Hoş bu konuda pek haksız değiller,kendi gözümle gördüğüm yada doğruluğuna inandığım birkaç örnekten de yaptığım çıkarımlar şöyle:Genelde Türkler'in olay çıkardığı ve haliyle Maltalıların onları sevmediği ve çekindiği gerçeği.
Ulaşımdan başlamışken devam edeyim.Tabi ki tek ulaşım aracı otobüs değil.Taksiyi de kullana bilirsiniz ancak aklınızda bulunsun gideceğiniz yol uzunda olsa kısa da olsa 30 Euro fix fiyat.Binmeden önce pazarlık yaparsanız belki fiyatı düşüre bilirsiniz ama çok da ümitlenmeyin.Ayrıca orada da kaçak taksiler var.Onların rengi siyah ve araba kiralama firmalarında bula biliyorsunuz.Buarada araba kiralama firmalarında çok hoş eski arabalar oluyor ve tabi ki limuzinler falanda.En çok Smat gördüm ama orada herhalde park yeri bulmak kolay oluyor falan diye ona rağbet çok.Ancak orada bile bir tane 34 plaka,beyaz,camlar açık,full ses müzikle hız yapmaya çalışan kişiler gördüm ki muhtemelen onlar Türk'tü:)Birde ne zaman Mcdonnalds a gitsekaşırıkilolu bir amcanın altında atv siyle görüyoduk.(St. Julians taki Mcdonnald's ın mazarası çok güseldir ve pizza hut'un şiddetle tavsiye ederim.Otuduğumuz yerden yol gözüküyordu amcayı öyle göre biliyoduk.:)Ona çok özeniyordum orada.
Amca demişken aklıma manav amca geldi.Her gün belli saatlerde ufak kamyonetine doldurduğu meyve,sebze ve kuru yemişleri satmaya gelirdi barlar sokağının başına.Sebze ve meyvelerin tek tek satıldığını gördüğümde çok şaşırmıştım.Oldukçada pahalıydı.Ancak orada keşfettiğimiz,hala tadı damağımda olan,manyağı olduğum özel badem türünü çok özledim.Pahalıda birşey üstelik.Bildiğim kadarıyla Türkiye'ye ithal edilmiyor.Zaten Malta'ya da Avustralya'dan gidiyormuş,sanırım bir tek orada yetişiyormuş.Adını cidden unuttum şimdi.
İşte meşhur 62 numaralı otobüslerden biri. |
İşte bu benim okulumdu. |
Burası Ef okulunun girişi.Danışma ofisi yuvarlak olan kısım.Hemen arka taraftakicamlı odaorganizasyonlardan sorumlu olan görevlilerin odaları.Tabi yönetimde orada. |
Ef in karşısında bulunan Intercontinantel Oteli. |