Sayfalar

22 Temmuz 2012 Pazar

Ana karakterler hep sorunlu (Sherlock Mercek Altında:)

 İlgi çeken dizi karakterlerinin genellikle sorunlu karakterler olduğunun farkında mısınız?


 Ben bunu uzun zaman önce fark ettim ve dizi yada film izlerken karakterlere sadece bakmayıp görmeye çalıştım.Ne kadar başarılı oldum bu tartışılır ancak bir kaç çıkarımda bulundum diye bilirim.

 Sherlock'u ele alalım.Ancak ben İngiliz dizisi olan Sherlock'tan bahsediyorum.Bunu belirtiyorum çünkü diğer Sherlock Holmes versiyonları genellikle kitapta olduğu gibidir ancak bu dizide Sherlock kitaptaki zaman diliminden çıkıp günümüz Londra'sında boy göstermiştir.Haliyle günümüzün yadsınamaz teknolojik faktörlerinden tutunda,araştırma tekniklerine kadar her şey modernize edilmiş, 'şimdi olsaydı nasıl olurdu?' sorusuna cevap aranarak klasiği bozmadan ama günümüz dinamizmini de işin içine katarak yenilenmiş bir karakter ve senaryo ortaya konulmuştur.

Pinned Image
Hal böyle olunca söz konusu konsept beni çok heycanlandırdı diye bilirim.Zaten diziyi izlemeye başladığınızda karakterler sizi öyle etkiliyor ki devamını görmeyi kesinlikle istiyorsunuz.



 Şimdi gelelim Sherlock'un nasıl bir karakter olduğuna.Hiç kolay bir adam değil,çünkü o bir dahi.Hangi zeki kişinin kolay tahammül edile bileceğini gördünüz ki?Mesela benim için ve bir çok kişi için efsane olan Oktay Sinanoğlu bile ister istemez her dahinin takınındığı 'ben sizden farlıyım' tavrını takınıyormuş.Nereden bildiğime gelince,yakın bir arkadaşım Amerika'dan Türkiye'ye dönerken şansına Oktay Bey'in yan koltuğuna denk gelmiş ve yol boyunca sohbet etmişler.Hoş,daha doğrusu yol boyunca monolog dinlemiş de diye biliriz ki zaten aksini tahmin etniyordum:)Her neyse Sherlock'a geri dönecek olursak,üstün zekası sayesinde yaptığı çıkarımlarla insanları etkilediği bir gerçek.Ayrıca sanki insan olmayı inkar edercesine duygu kavramını olabildiğince hayatından uzak tutması da cabası.


 Kimi insanlar çengel bulmaca yada sudoku tutkunudur ve kendilerini zorlayan versiyonlarını bulunca daha büyük keyif alırlar.Bu durum Sherlock için de aynı ancak onun durumunda genellikle çözülmesi gereken durumlar kaçırılmış çocuklar,bulunması gereken devlet sırları yada katili ve ölüm sebebini bulma gibi olaylar olunca,onun sevinmesi pek de insani gözükmüyor dimi?:)Dr. John'da bizimle hem fikir olacak ki bu tarz durumların her birinde arkadaşını uyarıyor,sevincini dışarıya göstermemesi için.

 Sherlock birlikte yaşaması hatta arkadaş olunması zor biri.Ki John ile karşılaşıncaya kadar arkadaşı olmayışı bunun bir kanıtı.Keman çalar,yemek yemez,aile bağları kuvvetli değildir,hem sınırları hemde sabırları zorlar.Haliyle bu çıkarımlar da bizi yazının başında ki soruya cevap verebilecek kadar bilgi sahibi yapıyor.
 Peki siz olsaydınız Sherlock olmak istermiydiniz?


 Bu soru bana sorulduysa şayet cevabım muhtemelen hayır olurdu.Hemen açıklayayım: Sherlock kadar zeki olmak isterdim elbette ancak bu kadar zeka kibri de beraberinde getirdiğinden bu durum pek bana göre değil.Ben John olmayı tercih ederim.Çünkü bir dahinin arkadaşı olabilmek için yeterli zekaya sahip olmalısınız yani Sherlock'a yakın bir zeka ve bakış açısını bünyenizde bulundurmalısınız.John'u bu noktada farklı kılansa insan olmayı reddetmemesi yani yemek yiyen,sosyal,duyguları olan bir varlık olması.

Pinned Image
 Ve fakat şu büyük ayrıntıyı unutmamalıyız ki John karakteri kendi başına bu kadar tutulan bir dizi çıkaramazdı.Sherlock dizinin elbetteki olmazsa olmazı.(her ne kadar gerçek hayatta bu ve benzeri karakterlere hayatımızda yer vermek istemesek de onları ekranda izlemek yadsınamaz şekilde ilgi çekici:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder