Woody Allen adını hep duyduğum ancak bilinçli olarak filmlerini izlemeye yeni başladığım bir yönetmen/oyuncu.Bilinçli olarak yeni başladığım diyorum çünkü bazı filmlerini daha önce onun filmeleri olduğunu bilmeden izlemişim.Bu film Annie Hall ve Manhattan'dan sonra izlediğim üçüncü bilinçli Woody Allen filmim:)
Ne yalan söyleyeyim,bu filmde hikayenin gidişatı ve sonucu beni hiç memnun etmedi hatta filimde sevdiğim sadece iki şey vardı diye bilirim.Biri Woody Allen'ın kendi canlandırdığı karakter ki onun sahnelerini çok severek izledim ve monologlarına bayıldım diyebilirim.
Filmle ilgili birdiğer sevdiğim şeyde beni E. E. Cummings ile tanıştırması oldu.Özellikle filmde geçen şiirinin benim zihnimde bir Yeni Türkü şarkısı olarak var olduğunu fark etmem çok hoştu.Haliyle onu daha da araştırıp daha sevebileceğim bir çok şiiri ve sözü olduğunu fark ettim ki,ben aslında şiir sever biri değilimdir yada şu ana kadar şiire hiç doğru düzgün şans vermedim desek daha doğru olur.Şiirin orjinal adı : somewhere i have never traveled, gladly beyond .
Hangi Yeni Türkü şarkısından bahsettiğimi merak ediyorsanız hemencik söyleyeyim : Yağmurun Elleri.
Küçücük bir bakışın
çözer beni kolayca
küçücük bir bakışın
çözer beni kolayca
kenetlenmiş parmaklar gibi
sımsıkı kapanmış olsam
yaprak yaprak açtırırsın
ilk yaz nasıl açtırırsa
yaprak yaprak açtırırsın
ilk yaz nasıl açtırırsa
ilk gülünü gizem dolu
hünerli bir dokunuşla...
hiçkimsenin yağmurun bile
böyle küçük elleri yoktur
hiçkimsenin yağmurun bile
böyle küçük elleri yoktur
bütün güllerden derin
bir sesi var gözlerinin
başedilmez o gergin kırılganlığınla senin
her solukta sonsuzluk ve ölüm
yaprak yaprak açtırırsın
ilk yaz nasıl açtırırsa
yaprak yaprak açtırırsın
ilk yaz nasıl açtırırsa
ilk gülünü gizem dolu
hünerli bir dokunuşla
hiçkimsenin yağmurun bile
böyle küçük elleri yoktur
hiçkimsenin yağmurun bile
böyle küçük elleri yoktur
bütün güllerden derin
bir sesi var gözlerinin
Filmin IMDB sitesinden aldığı puan 7,9 fakat ben 6,5 un yeterli olduğunu düşünüyorum.
Woody Allen bu filmi yazma ilhamını Anna Karenina kitabını tekrar okuduktan sonra bulmuş.
Ve geldik sevdiğim repliklere:
[Frederick is talking about TV]
Frederick: You see the whole culture. Nazis, deodorant salesmen, wrestlers, beauty contests, a talk show. Can you imagine the level of a mind that watches wrestling? But the worst are the fundamentalist preachers. Third grade con men telling the poor suckers that watch them that they speak with Jesus, and to please send in money. Money, money, money! If Jesus came back and saw what's going on in his name, he'd never stop throwing up.
Frederick: You missed a very dull TV show on Auschwitz. More gruesome film clips, and more puzzled intellectuals declaring their mystification over the systematic murder of millions. The reason they can never answer the question "How could it possibly happen?" is that it's the wrong question. Given what people are, the question is "Why doesn't it happen more often?"
Mickey: I'm afraid once they're done singing they're gonna take hostages!
Mickey: [watching joggers in Central Park] Look at all these people, trying to stave off the inevitable decay of their bodies.
Holly: I love songs about extraterrestrial life, don't you?
Mickey: Not when they're sung by extraterrestrials.
Gail: Two months ago, you thought you had a malignant melanoma.
Mickey: Naturally, I, I- Do you know I- The sudden appearance of a black spot on my back!
Gail: It was on your shirt!
Mickey: I- How was I to know? Everyone was pointing back here.
Elliot: For all my education, accomplishments and so-called wisdom, I can't fathom my own heart.
Film Özeti
Filmde, Manhattan'da yaşayan bir grup insanın duygusal maceraları anlatılıyor. Üç kız kardeşin yer aldığı bir öyküyle uzaktan uzağa Çehov göndermelerine ışık yakan yönetmen, Hannah ile evli olduğu halde baldızına ilgi duyan Elliot'un düştüğü komik durumları ele alıyor. Aşkta bir türlü aradığını bulamayan Holly ise, Hannah'ın eski kocası olan bir televizyon yapımcısıyla flört etmektedir. Onun sorunu da ölmek üzere olduğuna inanmasıdır ve film boyunca Hannah'ı da bu fikrine inandırmaya çalışır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder