Sayfalar

20 Ocak 2014 Pazartesi

andthatswhoishulusi :) - ve bu Hulusi ... (Röportajlar - Konuğum Hulusi:)

  Bir kaç ay önce sohbet ettiğim Hulusi arkadaşımdan daha önce de yaptığım gibi (mustafa arkadaşımızla) 100 küsür resim arasından onu anlattığını düşündüğü 10 resmi seçmesini ve bu resimler üzerine kısa bir söyleşi yapıp yayınlamayı teklif ettim ki,kendisi de beni kırmayıp kabul etti.
Neden böyle bir söyleşi yaptığımızı bilmeyen ve merak edenler varsa diye bir küçük açıklama yapayım hemen.İnsanın çevresindeki kişileri ve daha önemlisi kendisini tanımıyor olması çok acı bir durum.Sorun gibi görünen bir çok şeyin kimi zaman karşındaki insanı gerçekten tanıma ile yada kendini gerçekten tanıma ile giderilebilecek küçük engeller olduğunu düşünüyorum.Bu sebeple hem ben çevremdeki arkadaşlarımı gerçekten tanımak istediğimden hemde onların kendileriyle ilgili belki daha önce hiç düşünme gereği duymadıkları şeyleri onlara sorarak kendileriyle ilgili meraklarını cezbetmek istediğimden bu yazı serisini oluşturuyorum.İşte Hulusi'yi anlatan resimler,bu resimler üzerine yaptığımız kısa sohbetimiz....


---Müziğe “onsuz yaşayamayacak” kadar ilgin olduğunu fark etmemiştim.Hangi tür müzik özellikle olmazsa olmaz senin için?
-Daha çok rap müzik dinliyorum belli sanatçılar tüm rap sanatçılarını dinlemiyorum. Pop müzikte dinliyorum aslında tam olarak pop mu bilmiyorum da Gökhan Türkmen zaman zaman Murat Boz ek olarak Halil Sezai ,Kıraç Haluk Levent,Ahmet Kaya ve birkaç daha var.
---Saydıkların arasında hiç kadın vokal olmayışı dikkatimi çekti,özel bir sebebi var mı?Ayrıca yabancı müzik dinler misin ve bu saydığın müzisyenlerin genellikle hareketli parçalarını mı yoksa daha tek düze olan, rahatlatanları  mı tercih ediyorsun.
 - Kadın olmayışının özel bir nedeni yok aslında sürekli dinlediklerim bunlar.Yabancı müzikte dinliyorum ama onlarda genelde parçanın bütününü anlamıyorum kulağa hoş geliyor o yüzden ve İngilizce açısından pratik olması amaçlı dinliyorum.Genelde söz konusu sanatçıların çoğu şarkılarını dinliyorum ama rahatlatanlar ve anlamlı olanları daha çok dinliyorum.



---Evettttt,yay burcu olmak gibi bir bahtsızlığın var ne yazık ki J Şaka bir yana burçlarla ilgilenir misin,mesela kendi burcuna dair neler biliyorsun?
-Fazla ilgilenmiyorum aslında ama ara sıra merak edip bakarım.Burcumdan gelen bir şansın var olduğunu biliyorum,eğlenceli neşeli ve çabuk arkadaşlık kurabilen biri olduğumu düşünüyorum.Çoğu şeyi içimde yaşayıp pek dışarıya yasıtmayıp hep neşeli hep pozitif gibi görünüyorum J.

---Ama pozitif olmadığını söylüyorsun öyleyse.İçsel olarak neşeli olmayıp dışarıya böyle bir imaj yansıtmak yorucu olmuyor mu?Ve bunu neden yaptığını hiç sorguladın mı,yani sonuçta bu yaradılışta olabilir,sonradan yaşadıkların sayesinde oluşturduğun bir savunma mekanizması olabilir v.b?
-Sıkılgan,durgun,üzgün görünmeyi istemiyorum.Çevremdeki insanların benim bu durumumdan etkilenmelerini belki bazı durumlarda heveslerinin kırılmalarını istemiyorum ve öyle olduğumda (pozitif hissetmediğimde) bu durumumun sorgulanmasından korkuyor da olabilirim. Dediğin gibi bu bir savunma mekanizması olabilir. Eski sevgilimle veya ailevi sorunlarımdan kaynaklı olarak bu duruma gelmiş olabilirim.



---“Birine ihtiyacım var” derken,bu “biri” sevgili mi yoksa sadece sana destek olabilecek bir arkadaş,dost akrabayı da kapsıyor mu?Ve neden birine ihtiyaç duyduğunu düşünüyorsun?
-Daha çok dost olarak birine ihtiyacım var aslında.Kafamda karmakarışık şeyler oluyor ve bunları tamamen birine anlatıp dertleşip görüş almaya ihtiyacım var ama hiç bir şekilde bir ön yargısı olmadan ve sadık bir dosta ihtiyacım var çünkü gerçekten içimdekileri tamamen açıp farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak ,düşündüğüm şeyler doğrumu yanlış mı, ne yapmalıyım nasıl yapmalıyım konuşmak istiyorum.Tabi sevgilide olur ama bir dost kadar yakın olacağnı düşünmüyorum J belkide birine o kadar aşık olacağmı düşünmüyorum J

---Anlıyorum…Peki daha önce böyle bir deneyim yaşadın mı yani kız arkadaşın hem sevgilin hem de en yakın arkadaşın rollerini üstlendi mi hiç ve bu durum (eğer olduysa) seni ne kadar iyi yada ne kadar kötü hissettirdi?
-Tam olarak olmadı diyebilirim. Yakın arkadaşım gibi oldu fakat en yakın olmadı. Belkide benden kaynaklanan bir durumdur ben konuşmak istememişimdir.




---Hımm… buradan anladığım kadarıyla birlikte gülüp,birlikte aptalca davranabileceğin v.b birinin hayatında olmadığını söylüyorsun.O zaman çevrendeki arkadaşlarınla bu tarz bir paylaşımın yok sanırım,dimi?--Çevremdeki arkadaşlarımla var aslında yapabiliyorum da ama bilmiyorum birlikte yaptığımız aptalca bir şey olduğunda normal olabiliyor belki ama o yapmayıp ben aptalca bir şey yaptığımda bu eğlence olarak değilde aptallık olarak algılanması durumu rahatsız ediyor ve insan düşünüyor her zaman yapamayacağım demek ki diye.Ve daha çok yukarıda anlattığım gibi bir dost olarak birine ihtiyacım var.

---Çılgınlıklar yapmak,yada sebepsiz bir şeylere gülmek  gibi hayata maceracı yaklaşmak istiyorsun hazır tam yaşındayken,peki lise yada orta okul zamanı bu tarz macera odaklı yada çılgınca-aptalca bir şeyler yapma deneyimin oldu mu yoksa hep aklı başında,sınavına hazırlanan bu sebeple de hayatını erteleyen biri mi oldun?
-Aksine lise hayatım dolu dolu geçti.Yeteri kadar eğlendim ama bu çoğu zaman eğlence oldu bir dost yakınlığı olmadı.




---Breakdance cidden hoş görünen ancak yapmasının zor olduğu her halinden belli olan bir dans türü.Sen izlemeyi mi yoksa performans sergilemeyi mi seviyorsun?
-İzlemeyi çok seviyorum.Aslında genel olarak dansları seviyorum hayranlıkla izliyorum.Kendimde yapmayı çok istiyorum tabiki de.
---Hiç yapmayı denedin mi yada herhangi bir dansı hiç öğrenmeyi denedin mi/biliyor musun?
-Özellikle bri kursa gitmedim.Ama yalnız olduğum zaman kendi kendime denerim yapmaya uğraşırım.




---Empati yeteneğin olduğunu nasıl anladın, yani bunu biri mi sana söyledi yoksa kendin geliştirip zaman içerisinde  bu yetiye sahip olduğuna mı karar verdin?Bence mükemmel bir meziyet ve çoğu erkek de bulunmadığından öncelikle seni kutluyorum ve soruyorum,özellikle ne gibi durumlarda bu yetini kullandığın oldu?
-Ben kendim fark ettim.Yukarıda demiştim ya kafamda çok karmaşık şeyler var ve biriyle bunu rahatça konuşmak istiyorum diye genelde böyle durumları konuşmak istiyorum.Çoğu zaman karşılıklı yaşadığım şeyleri  yolculuk yaparken, yattığımda veya başka bir an hep düşünürüm bugün şöyle şöyle yaşadım şununla şöyle tartıştım ama onun şöyle haklı sebepleri vardı bu yüzden böyle davrandı diye.Ve çoğu zaman ilk anda bir şeyi kabul edemiyorum belli bahaneler buluyorum tartışmalara giriyorum ama aklımın bir ucunda haksız olduğum hep var ama bu kafama daha sonra yerleşiyor J.Bu yetiyi eski sevgilim sayesinde kazandığımı düşünüyorum.Ama o zamanlar hiç böyle davranmadığımı da hep düşünürüm.
---O zaman yaşadıklarından öğrenen ve ders çıkaran bir yapın olduğunu söyleye bilir miyiz?
Sadece tartışmalar sonrasında mı empati yapıyorsun yoksa hayatının her gününe yerleşmiş bir refleks mi artık senin için?
-Evet daha çok dikkat etmeye çalışırım daha temkinli davranırım elimden geldiğince.Tam olarak hayatıma yerleşmiş bir refleks değil aslında.Genellikle tartışmalardan sonra bu yetiyi kullanmaya çalışırım.





---Aklın neden hep karışık?Yani hayatın getirdikleri bir türlü düzenli olmadığından mı yoksa tamamen senin ruh halinin değişkenliğinden mi böyle hissediyorsun?
-Hayatın getirdiklerinden de ruh halimden de.Mesela daha önce yaşadığım bir şeyi daha sonra pişmanlık olarak düşünüyorum bir süre sonra iyi ki yapmışım diye düşünüyorum daha sonra acaba yapmasamıydım diye çok düşünüyorum JBelkide ne istediğmi bende tam bilmiyorum. Kendimi tanımıyorum belkide.

---Kendini tanımadığını ne zaman fark ettin ve bunu fark ettikten sonra kendinle tanışmak için ne gibi yollar izledin?Mesela artık aniden en sevdiğin rengi sorsalar bir cevabın var mı J
-Bir arkadaşımın bir muhabbet esnasında bu konuya değinmesiyle farkettimJ. Daha sonra o arkadaşımın yaptığı etkinliklere katılmaya çalışarak.



---Yaratıcı olmadığın fikrine nasıl vardın?
-Bunu düşündüğümde aklıma hep ilkokuldaki Türkçe öğretmenim gelir.Bir derste bize doğaçlama hareket etmemiz gereken bir oyun oynatmıştı ve benim oyunlarımı hiç beğenmemişti o günü hiç unutmuyorum ve hala pişmanım keşke daha güzel şeyler bulsaydım diye ama bazen de düşünüyorum elimden gelen buydu ve iyi ki daha fazla uğraşıp kendimi rezil etmemişim J. Ayrıca çevremde gerçekten yaratıcı insanların olduğunu görünce yaratıcı olmadığım düşüncesi pekişiyor.
---Öncelikle o öğretmenini kınıyorum ( bazen nasıl ruhsal izler bırakacaklarını bilmeden yada umursamadan davranıyor öğretmenler ve ebeveynler L) Peki sence yaratıcı olmak doğuştan gelen mi yoksa edinilen bir özellik mi?Çevrende daha çok hangisini görüyorsun?
-Ben daha çok doğuştan geldiğini düşünüyorum.Sonradan edinilen bir şey olduğunu sanmıyorum.




---Gerçek bir “en iyi arkadaşa “ sahip olmadığını söylüyorsun,bu durum sadece günümüz için mi geçerli yoksa geçmişte de hep böylemi oldu?Ve bunun senin yalnız olmaktan hoşlanıyor olmanla bir ilgisi olabilir mi (bu arada yalnız olmayı seviyormusunJ)?
-Geçmişte de yaşadım bu durumu.Gerçekten yakın arkadaşım olarak düşündüğüm insanlarla paylaşabileceğim her şeyi paylaşamayacağımı anladım çoğu kez daha çok arkadaşmış onlar.Günümüzde de galiba bulamadım gibi J. Aslında yalnız olmaktan pek hoşlanmıyorum.Gerçekten bir dost bulayım bütün günüm onunla geçsin.
---Hımm… O zaman neden yalnız olmayı sevmiyorsun diye sormak isterim.Yakın bir arkadaşa sahip olmak,güvenebileceğin birinin varlığını hissetmek insana her zaman kendisini iyi hissettirir ancak cidden bütün gün o kişiyle vakit geçirsen bile hiç ondan sıkılmayacağını mı yada hiçbir özelliğinin sana batmayacağını mı düşünüyorsun?
-Sıkılmak diyebilirim.Yanımda biri veya birileri olduğunda birlikte sadece televizyon bile izlesek bunu birlikte yaptığımız için daha az canım sıkılır. Yakın bir arkadaşımla bütün gün vakit geçiririm evet. Canım sıkılabilir belki ama ondan sıkılmam.Bana batan yanlarıda olabilir ama ondan soğumam.Çünkü düşünürüm ne o dörtdörtlük ne ben.Olabildiğince daha uyumlu olmaya çalışırım.




---Ne tarz durumların tesellisini müzikte buluyorsun?Ve ne tür müzik sana daha iyileştirici geliyor?
-Bazen eski sevgilime yaptığım haksızlıklar aklıma geliyor ve büyük pişmanlıklar duyuyorum ve eski sevgilimin bana yaptığı haksızlıklar. Genelde bu konularda teselliyi şarkılarda buluyorum. Ayrıca romantik olmadığımı ve eksik olan romantik yanımı da şarkılar tamamlıyor J
---Peki (fazla özel değilse-istersen cvp vermeye bilirsin) eski sevgilin ne kadar eski?Yani geçen 6 ay önce ayrıldıysanız halen hesaplaşma halinde olman normal gözüküyor ancak 3-4 sene önceki bir mevzuysa konularla son bir kez yüzleşip üzerini sağlıklı şekilde kapamayı hiç düşündün mü?
Ve kendini romantik biri olarak görmüyor muzun?Sence dinlediğin en romantik şarkı hangisi?
-Yaklaşık olarak 6 ay kadar eski.Romantik biri olduğumu düşünmüyorum.Emre Altuğ'un Aşk-ı Kıyamet şarkısı.


Bana göre Hulusi,dışarıdan tıpkı kendisininde dediği gibi pozitif görünen bir insan.Bir çok konuya sert ve keskin şekilde değilde daha makul ve akılcı şekilde yaklaşması bence takdire şayan.Ayrıca gönüllü çalışmalarda bulunan bir arkadaşımız.Bir çok gönüllü etkinlikte severek yer aldığını gördüm ve hatta birlikte çalışma fırsatımız da oldu bir çok kez.Çalışılması çok zor olmayan,hayvanları seven,uyumlu,hayatın daha ona getireceği çok şey olduğunu şimdiden görüp kabullenme olgunluğuna sahip bir arkadaşımız.Açık söylemek gerekirse daha pozitif,cıvıl cıvıl resimler seçeceğini bekliyordum ancak meğer haleti ruhiyesi benim zannettiğim gibi değilmiş.Ki bu da böyle bir söyleşinin Hulusi'yi tanıma anlamında ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi bana.Hulusi'ye vakit ayırıp,samimiyetle sorularımı cevapladığı için teşekkür ediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder