Neden böyle bir söyleşi yaptığımızı bilmeyen ve merak edenler varsa diye bir küçük açıklama yapayım hemen.İnsanın çevresindeki kişileri ve daha önemlisi kendisini tanımıyor olması çok acı bir durum.Sorun gibi görünen bir çok şeyin kimi zaman karşındaki insanı gerçekten tanıma ile yada kendini gerçekten tanıma ile giderilebilecek küçük engeller olduğunu düşünüyorum.Bu sebeple hem ben çevremdeki arkadaşlarımı gerçekten tanımak istediğimden hemde onların kendileriyle ilgili belki daha önce hiç düşünme gereği duymadıkları şeyleri onlara sorarak kendileriyle ilgili meraklarını cezbetmek istediğimden bu yazı serisini oluşturuyorum.İşte Hulusi'yi anlatan resimler,bu resimler üzerine yaptığımız kısa sohbetimiz....
---Müziğe “onsuz yaşayamayacak” kadar ilgin olduğunu fark
etmemiştim.Hangi tür müzik özellikle olmazsa olmaz senin için?
-Daha çok rap
müzik dinliyorum belli sanatçılar tüm rap sanatçılarını dinlemiyorum. Pop
müzikte dinliyorum aslında tam olarak pop mu bilmiyorum da Gökhan Türkmen zaman
zaman Murat Boz ek olarak Halil Sezai ,Kıraç Haluk Levent,Ahmet Kaya ve birkaç daha
var.
---Saydıkların arasında hiç kadın vokal olmayışı dikkatimi
çekti,özel bir sebebi var mı?Ayrıca yabancı müzik dinler misin ve bu saydığın müzisyenlerin
genellikle hareketli parçalarını mı yoksa daha tek düze olan, rahatlatanları mı tercih ediyorsun.
- Kadın olmayışının özel bir nedeni yok aslında sürekli
dinlediklerim bunlar.Yabancı müzikte dinliyorum ama onlarda genelde parçanın
bütününü anlamıyorum kulağa hoş geliyor o yüzden ve İngilizce açısından pratik
olması amaçlı dinliyorum.Genelde söz konusu sanatçıların çoğu şarkılarını dinliyorum ama rahatlatanlar ve anlamlı
olanları daha çok dinliyorum.
---Evettttt,yay burcu olmak gibi bir bahtsızlığın var ne yazık
ki J Şaka bir yana burçlarla
ilgilenir misin,mesela kendi burcuna dair neler biliyorsun?
-Fazla
ilgilenmiyorum aslında ama ara sıra merak edip bakarım.Burcumdan gelen bir
şansın var olduğunu biliyorum,eğlenceli neşeli ve çabuk arkadaşlık kurabilen
biri olduğumu düşünüyorum.Çoğu şeyi içimde yaşayıp pek dışarıya yasıtmayıp hep neşeli hep
pozitif gibi görünüyorum J.
---Ama pozitif olmadığını söylüyorsun öyleyse.İçsel olarak
neşeli olmayıp dışarıya böyle bir imaj yansıtmak yorucu olmuyor mu?Ve bunu
neden yaptığını hiç sorguladın mı,yani sonuçta bu yaradılışta olabilir,sonradan
yaşadıkların sayesinde oluşturduğun bir savunma mekanizması olabilir v.b?
-Sıkılgan,durgun,üzgün
görünmeyi istemiyorum.Çevremdeki insanların benim bu durumumdan etkilenmelerini
belki bazı durumlarda heveslerinin kırılmalarını istemiyorum ve öyle olduğumda (pozitif hissetmediğimde) bu durumumun sorgulanmasından korkuyor da olabilirim. Dediğin gibi bu bir savunma
mekanizması olabilir. Eski sevgilimle veya ailevi sorunlarımdan kaynaklı olarak bu
duruma gelmiş olabilirim.
---“Birine ihtiyacım var” derken,bu “biri” sevgili mi yoksa
sadece sana destek olabilecek bir arkadaş,dost akrabayı da kapsıyor mu?Ve neden
birine ihtiyaç duyduğunu düşünüyorsun?
-Daha çok dost olarak birine ihtiyacım
var aslında.Kafamda karmakarışık şeyler oluyor ve bunları tamamen birine
anlatıp dertleşip görüş almaya ihtiyacım var ama hiç bir şekilde bir ön yargısı
olmadan ve sadık bir dosta ihtiyacım var çünkü gerçekten içimdekileri tamamen
açıp farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak ,düşündüğüm şeyler doğrumu yanlış mı, ne
yapmalıyım nasıl yapmalıyım konuşmak istiyorum.Tabi sevgilide olur ama bir dost
kadar yakın olacağnı düşünmüyorum J
belkide birine o kadar aşık olacağmı düşünmüyorum J
---Anlıyorum…Peki daha önce böyle bir deneyim yaşadın mı yani
kız arkadaşın hem sevgilin hem de en yakın arkadaşın rollerini üstlendi mi hiç
ve bu durum (eğer olduysa) seni ne kadar iyi yada ne kadar kötü hissettirdi?
-Tam
olarak olmadı diyebilirim. Yakın arkadaşım gibi oldu fakat en yakın olmadı. Belkide benden kaynaklanan bir durumdur ben
konuşmak istememişimdir.
---Hımm… buradan anladığım kadarıyla birlikte gülüp,birlikte
aptalca davranabileceğin v.b birinin hayatında olmadığını söylüyorsun.O zaman
çevrendeki arkadaşlarınla bu tarz bir paylaşımın yok sanırım,dimi?--Çevremdeki
arkadaşlarımla var aslında yapabiliyorum da ama bilmiyorum birlikte yaptığımız
aptalca bir şey olduğunda normal olabiliyor belki ama o yapmayıp ben aptalca
bir şey yaptığımda bu eğlence olarak değilde aptallık olarak algılanması durumu
rahatsız ediyor ve insan düşünüyor her zaman yapamayacağım demek ki diye.Ve daha
çok yukarıda anlattığım gibi bir dost olarak birine ihtiyacım var.
---Çılgınlıklar yapmak,yada sebepsiz bir şeylere gülmek gibi hayata maceracı yaklaşmak istiyorsun
hazır tam yaşındayken,peki lise yada orta okul zamanı bu tarz macera odaklı yada
çılgınca-aptalca bir şeyler yapma deneyimin oldu mu yoksa hep aklı
başında,sınavına hazırlanan bu sebeple de hayatını erteleyen biri mi oldun?
-Aksine
lise hayatım dolu dolu geçti.Yeteri kadar eğlendim ama bu çoğu zaman eğlence
oldu bir dost yakınlığı olmadı.
---Breakdance cidden hoş görünen ancak yapmasının zor olduğu her
halinden belli olan bir dans türü.Sen izlemeyi mi yoksa performans sergilemeyi
mi seviyorsun?
-İzlemeyi çok seviyorum.Aslında genel olarak dansları seviyorum
hayranlıkla izliyorum.Kendimde yapmayı çok istiyorum tabiki de.
---Hiç yapmayı denedin mi yada herhangi bir dansı hiç öğrenmeyi
denedin mi/biliyor musun?
-Özellikle bri kursa gitmedim.Ama yalnız olduğum zaman
kendi kendime denerim yapmaya uğraşırım.
---Empati yeteneğin olduğunu nasıl anladın, yani bunu biri mi
sana söyledi yoksa kendin geliştirip zaman içerisinde bu yetiye sahip olduğuna mı karar
verdin?Bence mükemmel bir meziyet ve çoğu erkek de bulunmadığından öncelikle
seni kutluyorum ve soruyorum,özellikle ne gibi durumlarda bu yetini kullandığın
oldu?
-Ben kendim fark ettim.Yukarıda demiştim ya kafamda çok karmaşık şeyler var
ve biriyle bunu rahatça konuşmak istiyorum diye genelde böyle durumları
konuşmak istiyorum.Çoğu zaman karşılıklı yaşadığım şeyleri yolculuk yaparken, yattığımda veya başka bir
an hep düşünürüm bugün şöyle şöyle yaşadım şununla şöyle tartıştım ama onun
şöyle haklı sebepleri vardı bu yüzden böyle davrandı diye.Ve çoğu zaman ilk anda
bir şeyi kabul edemiyorum belli bahaneler buluyorum tartışmalara giriyorum ama
aklımın bir ucunda haksız olduğum hep var ama bu kafama daha sonra yerleşiyor J.Bu yetiyi eski
sevgilim sayesinde kazandığımı düşünüyorum.Ama o zamanlar hiç böyle
davranmadığımı da hep düşünürüm.
---O zaman yaşadıklarından öğrenen ve ders çıkaran bir yapın
olduğunu söyleye bilir miyiz?
Sadece tartışmalar sonrasında mı empati yapıyorsun yoksa
hayatının her gününe yerleşmiş bir refleks mi artık senin için?
-Evet daha çok
dikkat etmeye çalışırım daha temkinli davranırım elimden geldiğince.Tam olarak
hayatıma yerleşmiş bir refleks değil aslında.Genellikle tartışmalardan sonra bu yetiyi kullanmaya çalışırım.
---Aklın neden hep karışık?Yani hayatın getirdikleri bir türlü
düzenli olmadığından mı yoksa tamamen senin ruh halinin değişkenliğinden mi
böyle hissediyorsun?
-Hayatın
getirdiklerinden de ruh halimden de.Mesela daha önce yaşadığım bir şeyi daha sonra
pişmanlık olarak düşünüyorum bir süre sonra iyi ki yapmışım diye düşünüyorum daha
sonra acaba yapmasamıydım diye çok düşünüyorum JBelkide ne istediğmi bende tam
bilmiyorum. Kendimi tanımıyorum belkide.
---Kendini
tanımadığını ne zaman fark ettin ve bunu fark ettikten sonra kendinle tanışmak
için ne gibi yollar izledin?Mesela artık aniden en sevdiğin rengi sorsalar bir
cevabın var mı J
-Bir arkadaşımın bir muhabbet esnasında bu konuya
değinmesiyle farkettimJ. Daha sonra o arkadaşımın yaptığı etkinliklere katılmaya
çalışarak.
---Yaratıcı olmadığın fikrine nasıl vardın?
-Bunu düşündüğümde
aklıma hep ilkokuldaki Türkçe öğretmenim gelir.Bir derste bize doğaçlama hareket
etmemiz gereken bir oyun oynatmıştı ve benim oyunlarımı hiç beğenmemişti o günü
hiç unutmuyorum ve hala pişmanım keşke daha güzel şeyler bulsaydım diye ama
bazen de düşünüyorum elimden gelen buydu ve iyi ki daha fazla uğraşıp kendimi
rezil etmemişim J.
Ayrıca çevremde gerçekten yaratıcı insanların olduğunu görünce yaratıcı
olmadığım düşüncesi pekişiyor.
---Öncelikle o öğretmenini kınıyorum ( bazen nasıl ruhsal izler
bırakacaklarını bilmeden yada umursamadan davranıyor öğretmenler ve ebeveynler L) Peki sence yaratıcı
olmak doğuştan gelen mi yoksa edinilen bir özellik mi?Çevrende daha çok
hangisini görüyorsun?
-Ben daha çok doğuştan geldiğini düşünüyorum.Sonradan
edinilen bir şey olduğunu sanmıyorum.
---Gerçek bir “en iyi arkadaşa “ sahip olmadığını
söylüyorsun,bu durum sadece günümüz için mi geçerli yoksa geçmişte de hep
böylemi oldu?Ve bunun senin yalnız olmaktan hoşlanıyor olmanla bir ilgisi
olabilir mi (bu arada yalnız olmayı seviyormusunJ)?
-Geçmişte
de yaşadım bu durumu.Gerçekten yakın arkadaşım olarak düşündüğüm insanlarla paylaşabileceğim
her şeyi paylaşamayacağımı anladım çoğu kez daha çok arkadaşmış onlar.Günümüzde
de galiba bulamadım gibi J.
Aslında yalnız olmaktan pek hoşlanmıyorum.Gerçekten bir dost bulayım bütün
günüm onunla geçsin.
---Hımm… O zaman neden yalnız olmayı sevmiyorsun diye sormak
isterim.Yakın bir arkadaşa sahip olmak,güvenebileceğin birinin
varlığını hissetmek insana her zaman kendisini iyi hissettirir ancak cidden
bütün gün o kişiyle vakit geçirsen bile hiç ondan sıkılmayacağını mı yada
hiçbir özelliğinin sana batmayacağını mı düşünüyorsun?
-Sıkılmak
diyebilirim.Yanımda biri veya birileri olduğunda birlikte sadece televizyon
bile izlesek bunu birlikte yaptığımız için daha az canım sıkılır. Yakın bir
arkadaşımla bütün gün vakit geçiririm evet. Canım sıkılabilir belki ama ondan
sıkılmam.Bana batan yanlarıda olabilir ama ondan soğumam.Çünkü düşünürüm ne o
dörtdörtlük ne ben.Olabildiğince daha uyumlu olmaya çalışırım.
---Ne tarz durumların tesellisini müzikte buluyorsun?Ve ne tür
müzik sana daha iyileştirici geliyor?
-Bazen eski sevgilime yaptığım
haksızlıklar aklıma geliyor ve büyük pişmanlıklar duyuyorum ve eski sevgilimin
bana yaptığı haksızlıklar. Genelde bu konularda teselliyi şarkılarda buluyorum.
Ayrıca romantik olmadığımı ve eksik olan romantik yanımı da şarkılar tamamlıyor J
---Peki (fazla özel değilse-istersen cvp vermeye bilirsin) eski
sevgilin ne kadar eski?Yani geçen 6 ay önce ayrıldıysanız halen hesaplaşma
halinde olman normal gözüküyor ancak 3-4 sene önceki bir mevzuysa konularla son
bir kez yüzleşip üzerini sağlıklı şekilde kapamayı hiç düşündün mü?
Ve kendini romantik biri olarak görmüyor muzun?Sence dinlediğin
en romantik şarkı hangisi?
-Yaklaşık olarak 6 ay kadar eski.Romantik biri
olduğumu düşünmüyorum.Emre Altuğ'un Aşk-ı Kıyamet şarkısı.
Bana göre Hulusi,dışarıdan tıpkı kendisininde dediği gibi pozitif görünen bir insan.Bir çok konuya sert ve keskin şekilde değilde daha makul ve akılcı şekilde yaklaşması bence takdire şayan.Ayrıca gönüllü çalışmalarda bulunan bir arkadaşımız.Bir çok gönüllü etkinlikte severek yer aldığını gördüm ve hatta birlikte çalışma fırsatımız da oldu bir çok kez.Çalışılması çok zor olmayan,hayvanları seven,uyumlu,hayatın daha ona getireceği çok şey olduğunu şimdiden görüp kabullenme olgunluğuna sahip bir arkadaşımız.Açık söylemek gerekirse daha pozitif,cıvıl cıvıl resimler seçeceğini bekliyordum ancak meğer haleti ruhiyesi benim zannettiğim gibi değilmiş.Ki bu da böyle bir söyleşinin Hulusi'yi tanıma anlamında ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi bana.Hulusi'ye vakit ayırıp,samimiyetle sorularımı cevapladığı için teşekkür ediyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder