Sayfalar

15 Ocak 2016 Cuma

Yorumlama (Interpretation) Örneği - Did I say it out loud Yüksek sesle mi söyledim

                        Bu yazıda şu kısa yazını yorumlayacağız:

  " ... This three is going well with the other three : 
      the one in the bottle, 
      the one in the -tray 
      and the one that has to be written...
      Indeed, 
      it was tried three times 
      and all of them worked decently. 
      Period! "

  İlk olarak yazan kişinin (dikkatinizi çekiyorum yazar değil yazan kişi diyorum) bir başlık kullanmadığını görüyoruz. Buradan yazanın parçayı bir başlıkla sınırlamak istemediğini, uygun bir başlık bulamadığını, belirsizliği sembolize etmesi için başlıksız kalması gerektiğini düşündüğünü yada sadece unutkan/boş vermiş/umursamaz olduğunu çıkarabiliriz. 
   Başlangıcı üç nokta ile anlatılmak istenen , hali hazırda devam eden bir monoloğun, istişarenin, düşünce zincirinin, tartışmanın v.b bir çok şeyin belirteci olabilir.
    "Bir üçlünün diğer bir üçlü ile iyi gitmesi" durumu ele alınıyor ilk satırda. İki tane üçerli grup var, ki yazan bu şekilde bir simetri yakalamaya çalışmış olabilir yada tamamen tesadüfi şekilde üç sayısı peydah olmuş olabilir... biz bu üçler nedir diye düşünmeye başlamadan cümle sonundaki iki nokta ile bizleri aydınlatacağını belirtiyor yazan sağ olsun...
     Hangi üçlü olduğunu bilmesek de bir üçlüde şişede bulunan, tepside/tablada bulunan ve yazılması gerekenler var... ilk okunduğunda şişe direkt olarak alkollü içecekleri çağrıştırıyor olabilir, şarap,bira v.b. Ve fakat bittabi şişede servis edilen başka içeceklerde yok değil, su,kola,ayran,meyve suyu gibi... 
    Yazan tray kelimesinin başına - koymuş. Bunu ashtray in kısaltması mahiyetinde kullanmış olabilir tıpkı Türkçe'de "kül tablası yerine" "tabla" dediğimiz günlük dil kullanımında olduğu gibi... Ki o zaman bu betimleme sigara,puro v.b içilirken tablaya ihtiyaç duyulacak şeylere işaret ediyor diyebiliriz. Ancak tray de tepsi demek, belki de yazan tepside sunulan bir şeylerden bahsediyor olabilir.Örneğin, börek,kurabiye,kek gibi fırında pişen bir çok yiyecek maddesine ithaf olarak kullanılmış olabilir. 
     Bir sonraki satır da yazılması gereken bir şeylerden bahsedilmiş.. Yazan kişi kendisini zorunlu hissediyor yazılacak şey ile ilgili. Ertelenmiş bir konuşma, mesaj, ödev, makale, araştırma, hikaye, rapor.... bir çok şey olabilir.. bizim kesin olarak bildiğimiz şu ki yazımdan keyif alınmıyor çünkü zorunluluk söz konusu.
    Sonraki cümleden daha öncede üç kez bu iki üçlünün bir araya gelmiş olduğunu ve sonucun iyi olduğunu anlıyoruz. Ancak bir üçlüyü tahmin edebilecek ip uçları verilmişken diğer üçlüden hiç bahsedilmiyor.Bu durumda diğer üçlü somut birşeyde olabilir soyut bir şeyde.. Yani bir duygu grubu olabileceği gibi, üç ayrı durumun bir araya gelmesi de olabilir yada üç ayrı insanın...
    "Indeed" in gerçekten,hakikaten gibi bir anlamı olmasının yanı sıra kullanım yerine göre karşı tarafı alaya alma, bıyık altından gülme gibi "tamam değil ama hadi sana tamam gibi olsun" tarzı kinayeli bir anlam açılımı da vardır. Ayrıca genellikle orta yaş üzeri İngilizler kullanmayı tercih eder.
   Oysa "period" (başında bir zaman ibaresi olmadığından bu anlamını eliyoruz) özellikle Amerikan sokak dilinde "bitti,tamam,üzerine tartışmaya gerek yok" gibi anlamlar taşımaktadır. Yazan kişinin hem İngiliz hem Amerikan İngilizcesi'ne göndermede bulunarak bir tarafı olmadığını yada Indeed in orta yaş üstü ve period un genelde gençler tarafından kullanıldığını düşünürsek, yaş kavramından uzak olduğunu hata her yaşı kabullendiğini söyleyebileceğini çıkarımlaya biliriz. Burada bariz bir juxtaposition görülmekte :D Ve hatta period un sonunda nokta değilde ünlem konulmuş olması bunu bir emir gibi kullanmış olduğuna ve yine imla işaretlerini olması gerektiği gibi kullanmayarak bir ikilem yarattığının göstergesi olabilir...


      Peki .... şimdi ben buraya neden çıktım,nasıl çıktım? :) bunu neden yorumladım? Yorumladığımız yazıyı yazanı yakinen tanıyorum ve aslında tam olarak ne demeye çalıştığını da biliyorum ancak konu yoruma açık olunca ne kadar farklı ve çok çıkarımla karşı karşıya kalıyoruz değil mi? Bize bu yönde yani kritik düşünme, bağlantı kurabilme öğretiliyor ki aslında çok müteşekkirim bu duruma ancak beyin bir kere buna alıştımı nerde duracağına karar veremiyor ki :D en azından benim ki öyle... Günlük hayatta bu sebeple, yorumlama yöntemini kullanmamaya çalışırım..Bu sebeple imaları çoğu zaman doğru anlayamam çünkü bana ne söylenirse o dur diye düşünürüm. Yani elimde ki "gerçeğe" odaklanırım "yorum" dan daha ziyade... Kimi zaman kayıp kimi zaman kazançtır bu ama sonuç olarak yorum yapabilmek düşüne bilmeyi gerektirir ve ben düşünen insan severim... :)

 Ayrıca üzerine yorum yapılası metin ortaya çıkarmak da çok zaman almıyormuş, bunu da deneyimlemiş olduk :D
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder