500 days of summer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
500 days of summer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
25 Ocak 2017 Çarşamba
28 Ağustos 2015 Cuma
4 Ekim 2014 Cumartesi
29 Eylül 2014 Pazartesi
21 Eylül 2014 Pazar
24 Temmuz 2014 Perşembe
15 Mayıs 2014 Perşembe
10 Kasım 2013 Pazar
2 Kasım 2013 Cumartesi
1 Kasım 2013 Cuma
28 Ekim 2013 Pazartesi
26 Ekim 2013 Cumartesi
22 Ekim 2013 Salı
19 Ekim 2013 Cumartesi
18 Ekim 2013 Cuma
17 Ekim 2013 Perşembe
500 days of summer - aşkın 500 günü İzlesek mi?!
Film Özeti
Genç adam, genç kızla tanışır.. Erkek aşık olur.. Kız aşık olmaz..
Gerçek aşkın varlığına inanmayan bir kadınla (Deschanel), ona aşık olan genç adamın (Gordon-Levitt) sıradışı, romantik ve komik hikayesi.
Gerçek aşkın varlığına inanmayan bir kadınla (Deschanel), ona aşık olan genç adamın (Gordon-Levitt) sıradışı, romantik ve komik hikayesi.
Storyline
After it looks as if she's left his life for good this time, Tom Hansen reflects back on the just over one year that he knew Summer Finn. Despite being physically average in almost every respect, Summer had always attracted the attention of men, Tom included. For Tom, it was love at first sight when she walked into the greeting card company where he worked, she the new administrative assistant. Soon, Tom knew that Summer was the woman with whom he wanted to spend the rest of his life. Although Summer did not believe in relationships or boyfriends - in her assertion, real life will always ultimately get in the way - Tom and Summer became more than just friends. Through the trials and tribulations of Tom and Summer's so-called relationship, Tom could always count on the advice of his two best friends, McKenzie and Paul. However, it is Tom's adolescent sister, Rachel, who is his voice of reason. After all is said and done, Tom is the one who ultimately has to make the choice to listen or...
Öncelikle filmi ikinci izleyişim olduğunu söylemem gerektiğini düşünüyorum.IMDB sitesi 7,8 vermiş bu filme 10 üzerinden sanırım bende 7 verirdim.
Filmi izlemenizi cidden tavsiye ediyorum ve karakterlerle empati kurmanızı çünkü ancak bu şekilde bazı şeyler anlamlı olabiliyor filmde
Gelelim film yorumuma:.
Summer karakteri en başından itibaren Tom'a gayet açık davranıyordu ancak yinede bu onu haklı çıkarmaz kanımca.Çünkü kendisine aşık olan kişinin neredeyse hiç bir isteğine karşı çıkmayacağını biliyorken Summer'ın yinede her istediğini yapması zalimce.
Summer şehre yeni gelmiş ve arkadaşı yok.Tom'unda davranış ve tavırlarından çok fazla ilişki yaşamamış,çekingen ama temiz bir yapısı olduğunu anlıyoruz ki bunu Summer'da anlıyor ki ve yanlızlık çekiyor ki aralarındaki iletşimin gelişmesine izin veriyor.
Filmin bir çok yerinde Summer'ı boğazlamak,Tom'u da pataklamak istediğimi itiraf etmeliyim:) evet,farkındayım,şiddet terapisine ihtiyacım var sanırım:D Ancak Summer'ın her canın istediğini yapıp sonrada biz sadece arkadaşız demesi ve Tom'un da hertürlü mantıksızlığı sırf kızdan hoşlandığı için görmezden gelmesi beni çileden çıkardı.
Ama sonuçta pek çok romantik-komedi filminden farklı ve doğru mesajı veren bir film olduğundan filmi beğendiğimi söylemeliyim.Doğru mesaj ne derseniz,tv-sinema-şarkılar v.b bir çok şey bizi bir fantaziye inandırıyor özellikle ergenken,sonradan fantazinin gerçekle alakası olmadığını görmek sarsıcı olabiliyor.Bu sebeple mesela Fransız Öpücüğü filminin sonuna izleyiciye not konulmalıydı diyorum mesela."evet,bizim film böyle bitti ama bu demek değil ki her aşk münasebeti böyle bitecek,siz yinede temkinli olun" gibisinden bir not şart kanımca:D
Filimle ilgili akla gelen soruların bazılarının cevaplarını vermeye çalışacağım şimdide.Örneğin,günümüzde çok sık rastladığımız gibi bu filmin bir kitap uyarlaması olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz.Cevap:Değil.Orijinal olarak film senaryosu olarak yazılmış.
Filmin aında 500 parantez içerisinde yazılmış.Bu duruma sebep olarak iki ayrı şey söylene bilir.Birincisi filmde 500 den geriye-ileriye doğru bir sayma var ve bize sadece bu süreçteki belli günlerin belli anları gösteriliyor,hikayeyi anlamlı kılmak adına bu sebeple parantez kullanılmış olabilir.Bir diğeri ise yardımcı yazarın dediğine göre 80'ler de böyle başlığı olan şarkılara gönderme amaçlı yapılmış.örneğin "you make my dreams (come true)".
Tom ve Summer'ın sinemada izlediği ve çıkışında Summer'ın ağladığı film "the graduate".Tom filmi Summer'ın anladığından farklı algılıyor.Ben o filmi izlemedim ki en kısa zamanda izlemek istiyorum ancak bununla ilgili bilgi toplarken sonunu öğrenmiş oldum ki şimdi bahsedeceğim (öğrenmek istemiyorsanız bu kısmı okumayın) Filmin sonunda Ben (Dustin Hoffman) ve Elaine düğünden kaçıp bir otobüse biniyorlar.İlk etapta yüzleri mutluyken 1 an sonra yüzleri biraz düşüyor,hatta ben gözlerinin dolduğu hissine bile kapıldım.Kimileri bu romantik kaçışlarının ne kadar aptalca olduğunu fark ettiklerinden üzüldüklerini,kimileri de gelecekte onları bekleyen şeylerin endişesine kapıldıklarından üzüldüklerini söylüyor.Sonuçta Tom sadece çiftin birleşip mutlu sona erdiğini düşünürken,Summer karakterlerin endişe ve üzüntülerini paylaşıyor.
Filmin son sahnesinde Tom ve Summer'ın buluşmasının hayal olduğu ürünü olduğu söylenmiş bir açıklamada ancak yönetmen ve senaryo yazarları bu konuda anlaşamıyorlar bu sebeple son sahnenin gerçek mi hayal mi olduğuna dair karar izleyiciye bırakılmış.
Filmin başında bir "jenny backman" adı okumuştuk,yazarın notu kısmında hatırlarsanız.İşte o isim gerçek değilmiş ancak hikayedeki replikler yazarın gerçek hayatta tanıdığı bir kadından esinlenerek yazılmış.
Summer kocasıyla Tom ile ilişkileri varken mi tanıştı sorusu aklınıza gelmiş olabilecek bir diğer soru.Ancak Summer 'ın karakterine böylebirşeyin uygun olmadığını söylüyorlar ve bu yönde hiç bir delil olmadığını ekliyor yorumcular.Ayrıca ikili 290. günde ayrılıyorlar ve Summer 488. günde evleniyor.Arada 6 ay gibi bir süre var.Günümüzde özellikle yabancılar arasında evlenmeden önce uzunca bir süre birlikte yaşamak gibi bir konsept olduğundan,Summer'ın aradığı aşkı bulduğuna inanıp 6 ay içerisinde onunla evlenmesi insanlara garip gelmiş olabilir ve bu sebeple daha Tom'la birlikteyken kocası olacak adamla tanışmış olacağını düşünmüş olabilirler deniyor.
Küçük bir ayrıntıda benden:) Filmin dili ve matelitesi bana çok tanıdık geliyordu ki,filmde Alan de Botton'un kitabı olan Mutluluğun Mimarisi'ni görünce sebebini anladım.Demek ki yazarlarda Allan de Botton hayranı ve aynı görüşteler,benim gibi :) (din hariç,sanırım o ataist:)
Gelelim beğendiğim diyaloglara:
Tom: She took a giant shit on my face. Literally.
Alison: Literally?
Tom: Well, no, not literally. That's disgusting. What's wrong with you?
Summer: I just... I just woke up one day and I knew.
Tom: Knew what?
Summer: ...What I was never sure of with you.
Tom: Darling...
[Summer looks up at him]
Tom: I don't know how to tell you this, but... there's a Chinese family in our bathroom.
Paul: Robin is better than the girl of my dreams. She's real.
Tom: Do you ever do this, you think back on all the times you've had with someone and you just replay it in your head over and over again and you look for those first signs of trouble?
Tom: It's these cards and the movies and the pop songs, they're to blame for all lies and the heartache, everything.
Summer: We've been like Sid and Nancy for months now.
Tom: Summer, Sid stabbed Nancy, seven times with a kitchen knife, I mean we have some disagreements but I hardly think I'm Sid Vicious.
Summer: No I'm Sid.
Tom: Oh, so I'm Nancy...
[Pancakes arrive]
Summer: Let's just eat and we'll talk about it later. Mmm, that is good, I'm really glad we did this. I love these pancakes... what?
[Tom gets up and walks away from the table]
Summer: Tom, don't go! You're still my best friend!
Rachel Hansen: Look, I know you think she was the one, but I don't. Now, I think you're just remembering the good stuff. Next time you look back, I, uh, I really think you should look again.
Narrator: This is a story of boy meets girl. The boy, Tom Hansen of Margate, New Jersey, grew up believing that he'd never truly be happy until the day he met the one. This belief stemmed from early exposure to sad British pop music and a total mis-reading of the movie 'The Graduate'. The girl, Summer Finn of Shinnecock, Michigan, did not share this belief. Since the disintegration of her parent's marriage she'd only love two things. The first was her long dark hair. The second was how easily she could cut it off and not feel a thing. Tom meets Summer on January 8th. He knows almost immediately she is who he has been searching for. This is a story of boy meets girl, but you should know upfront, this is not a love story.
Tom: Look, we don't have to put a label on it. That's fine. I get it. But, you know, I just... I need some consistency.
Summer: I know.
Tom: I need to know that you're not gonna wake up in the morning and feel differently.
Summer: And I can't give you that. Nobody can.
Tom: This is lies. We are liars. Think about it. Why do people buy cards? It's not because they want to say how they feel. People buy cards because they can't say they feel or are afraid to. And we provide the service that let's them off the hook. You know what? I say to hell with it. Let's level with America. Or at least let them speak for themselves. Right?
Tom: What happened? Why - why didn't they work out?
Summer: What always happens. Life.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)