Can Dostum – Good Will Hunting
Yönetmen :Gus Van Sant
Yapımcı : Lawrence Bender ,Kevin Smith,Jonathan
Gordon,Chris Moore,Su Armstrong
Senarist :Matt Damon,Ben Affleck
Oyuncular :Robin Williams,Matt Damon,Ben
Affleck,Stellan Skarsgård,Casey Affleck,Minnie Driver
Filmin Konusu
Will Hunting
(Matt Damon) Massachuset üniversitesinde çalışan bir hademedir. Aynı zamanda
çok zeki ve öğrenmeyi seven biridir. En yakın çocukluk arkadaşları ile bilikte
zaman zaman Mahalledeki diğer genç gruplar ile kavgaya ederler. bu yüzden başı
kanunla derttedir ve son yaptığı kavgadan dolayı hapise gönderilir. Daha önce
Will'in yeteneğini fark edip araştıran üniversite profesörü bir şartla Will'e
kefil olup hapishaneden çıkarılmasını sağlar. Tek şart Will'in bir terapist
tarafından tedavi edilip içindeki öfkenin dindirilp iyileşmesini sağlamak. Will
terapist Robin Williams ile birlikte hayatını yeniden yönlendirmeye başlayacak,
en yakın arkadaşı Ben Affleck ve yeni tanıştığı kız arkadaşı bu konuda ona
destek olacaklar.
Filimle İlgili Bilgi
Matt Damon ve Ben Affleck Film ile En iyi Senaryo ödülüne layık görülmiştür. Bu film ile kendilerini kanıtlamış, Hollywood Sinema dünyasında Saygın bir konuma ulaşmışlardır. Film ile aldıkları ödül onlara sinema dünyasının kapılarını sonuna kadar açmış, birçok dev yapıtta kendi performanslarını sergileme şansı yakalamışlardır.
Aradan gecen
uzun zamana rağmen film kendini unutturmamış, izleyinin hafızasında kendine yer
edinmiştir. Elbetteki filmde Robin Williams'ın sergilediği performans göz ardı
edilemez, zaten sergilediği performans ile En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu seçilip
Oscar kazanmıştır.
Filmin Yorumu
Filim benim için tam anlamıyla bir şaheser.
Öncelikle yazarları tebrik etmek istiyorum ki onlar “Matt Damon ve Ben Affleck”
miş. Böyle bir öyküyü bu kadar gerçekçi şekilde kaleme almak hiç de kolay bir
şey gibi gözükmüyor. Bu sebeple aslında senaryoyu onların yazmadığı, ancak daha
çok dikkat çeksin diye onların adının yazar olarak geçtiği bilgisi ,film ilk
yayınladığı zamanlar da dedikodu olarak da olsa ayaklı gazetenin malzemesi
olmuş.
Bu yapımda beni etkileyen ve üzerine düşünmem gerektiğini idrak ettiğim bir çok diyalog var. Bunlardan ilki kahramanlarımızın Harvard’lıların takıldığı bir bara gittiklerinde Will’in Harvar’da okuyan bir gençle girdiği tartışma. Diyaloğun bir yerinde Will “150000 dolar vermek yerine 1,5 dolara kütüphaneden alabileceğin bir eğitim” diye bahsediyor Harvard’ın eğitiminden. Bu noktada bende kendi tespitimi paylaşmak isterim. Artık gelişen teknoloji sayesinde her dilden, her üniversiteden bilgiye ulaşmak mümkün ve kimi zaman bize öğretilenlerle yabancı üniversite profesörlerinin anlattığı derslerin konularını karşılaştırıyorum ve arada çok bir fark olmadığını görüyorum. Evet, anlatıcı açısından pek bir fark yok ancak dinleyen topluluk açısından bariz bir fark var.
Örneğin
akademisyen “sorusu olan var mı?” diye sorduğunda illa sorusu olan bir öğrenci çıkıyor
ve sırf sormuş olmak için sormuyor soruyu cidden mantıklı, cevabı merak
edilebilir sorular soruyor ve cevabını çok net şekilde söz konusu
akademisyenden alabiliyor. Bu noktada öğrencilerin konuya ilgileri ve ne derece
başarılı olmak istedikleri gibi “güdü” ile ilintili sorular çıkıyor karşımıza. Uzun
lafın kısası Will haklı, kütüphane rafındaki bilgide Harvard’da anlatılan
bilgide aşağı yukarı aynı bilgi, önemli olan senin bu bilgiyi algılayışın yada
anlamayı isteyip istemeyişin.
Aynı
diyalogda Will karşısındaki kişinin sürekli kitap alıntıları ile konuşmasını
eleştiriyor ve kendi fikirlerinin olmadığını başkalarının fikirlerini direkt
olarak benimsediğini ima ediyor ki çok doğru bir saptama daha. Çoğumuz
okullarımızda öğretilen neyse ona sadık kalıyoruz, başka türlü olabileceğini
düşünmüyor yada daha kapsamlı araştırıp, kendi düşünce sistematiğimizi kurup o
değerli süzgeçten bütün bu fikirleri geçirerek kendimize ait fikirleri
kovalamayı nedense istemiyoruz.
Bu konuşmadaki bir başka enteresan noktada zengin olan üniversitelinin şu cümlesi “ Benim diplomam olacak ve sen, ben ailemle tatile giderken yolda durduğumuz hamburgercide çalışacaksın.”. Neden mi bu cümle önemli, çünkü bu cümle söylenene kadar hiçbir şekilde fiziksel bir kavga ihtimali gözükmüyordu ufukta, sadece fikirlerin çarpışması söz konusu ancak bu cümleden sonra Will “bir sorunun varsa dışarıda görüşelim” tarzında bir davette bulunuyor, sizce neden? Elbette ki cümlenin ihtiva ettiği küçümseme sebebiyle birden tartışma kavgaya dönüşme eğilimi gösteriyor fakat filimde neyse ki öyle bir şey olmuyor ancak başka koşullarda bunun gerçekleşmesi pek tabi mümkün.
Bu konuyla
ilintili olarak Harvard Üniversitesi’nde çalışan Dr. Donna Hicks’in “A Matter
of Dignity” diye bir makalesi vardır. Kendisi yıllarca ülkeler arası
problemlerde arabulucu olarak görev yapmış ve tüm deneyimlerinin sonucunda
kişiler, ülkeler ve kültürler arası sorunların kriz boyutuna gelmesine sebep
olan en önemli etmenin saygısızlık, hak edilen saygıyı görememek ve hatta bazen
de küçümseme yönündeki davranış yada konuşmalar olduğunu tespit etmiştir. Söz
konusu akademisyenin bu konuda nedenli haklı olduğunu Will ile Harvardlı gencin
bu kısa diyalogunu bile analiz ederek görmemiz mümkün.
Filmin içerisinde sevgiye,aşka dair de incelene bilecek ve fikir beyan edilebilecek bir çok kısım var ancak yazıyı daha da uzatmak istemiyorum :)
Özetle
filmin her bir diyalogu irdelendiğinde içerisinde yoğun anlamlar içeriyor.
İçerdiği mesajlar, senaryosu ve muhteşem oyunculuklar sebebiyle bu filmin
izlenmesini şiddetle tavsiye ediyorum.
Arkadaşlık, sevgi ve dram hepsi bu filmde diyebilirim. Good Will Hunting Dahilerle ilgili filmler kategorisine girmiş ödüllü güzel bir film. Herkesin izlemesi gerekli diye düşünüyorum.
YanıtlaSilSüper Zekalı İnsanları Konu Alan Filmler
Zeki Öğrenci Filmleri önerileri
Zeki İnsan Filmleri tavsiyeleri